3 yıl önceki çaylak halime yazdığım bu mektubu okumak 5 dakikanızı alacaktır. Mektubu yazma fikrini Steve Blank ve Bob Dorf’un yazdığı ‘Girişimcinin El Kitabı’ adlı eser verdi. Geçmiş zamanı çaylak, gelecek zamanı uzman halime seslenirken kullandım. Keyifli okumalar.
Sevgili Çaylak Onur,
Bundan 3 yıl önce iş hayatında yeni bir maceraya koyuldun. O zamanlar çaylak bir mühendis adayıyken, şimdi ikinci sınıf mühendis oldun. Şimdi dönüp sana ve yaptıklarına baktığımda denemelerle ve keşkesi neredeyse hiç olmayan hatalarla dolu bir girişimci mühendis görüyorum. Zaman, sektör ve kapsam ne olursa olsun başarmak için uyulması gereken altın kurallar olduğunu anladığım bu dönemimde bu mektubu sana yazıyorum ki , bundan 3-5 yıl sonraki uzman mühendis halim daha çok hatırlayacağı tecrübesiyle ve daha az hatayla yoluna devam etsin.
Her girişimci gibi bu maceranın sıradışı olduğunu düşündün. Ne hayatında ne de çevrende bir emsali yoktu. Nikah memuru günde 100 nikah kıyarken o 100 kişi ömründe bir nikah kıymak için yola çıkar ya seninki öyle bir yoldu. Neler mi oldu?
Öncelikle çok ama çok şanslı başladın yolculuğa. Eğitici, tamamlayıcı, tamamlayabildiğin mükemmel bir ekiple yola çıktın. Sana bu konuda ne kadar teşekkür etsem az. Başlangıçta iki aşamayı geride bıraktın. Sırasıyla kafaya koymak ve yola çıkmak. Kafaya koyduğun dönem kendine anlatman kolaydı fakat çevrene anlatmakta biraz zorlandın. Neticede çıktığın yol inanca dayalı bir tahminden ibaretti. Bu dönemde seni gerçekten düşünen kişilere geçmişini referans göstererek verdiğin ‘yaparsa Onur yapar’ imajı işini az da olsa kolaylaştırdı. Diğerleri zaten meraklarını gidermekle meşguldü ve iyi ki senin onlara ayıracak hiç vaktin olmadı. Yola çıktığın dönemde zaten ekibin yanındaydı. Orası en zevkli kısımdı. Şunu bilmeni isterim; zamanla aynı ekibi aynı ruha sahip insanlarla genişleterek büyütüyoruz. Sayende altın kuralın ilki kafamda çok net: Ekip her şeydir!
Başlangıçta sıklıkla dile getirilen bir kavramla tanıştın: ‘Kervan yolda düzülür’. Söylediğinde plansız eylemler silsilesi gibi bir imaj verse de acaba ne denmek isteniyor diye kafa yordun. Rahatlayabilirsin, ben sonunda çözdüm. Aslında denilmek istenen şey hizmetlerin veya ürünlerin müşteriyle geliştirmesiymiş. Başlangıçta müşterini tanımadığın için kervan yolda düzülür deniyor. Ekip olarak müşteriyle geliştirme kavramına çok önem verdiniz ve bu sebeple atılan tohumlar yeşermeye başladı diyebilirim. En büyük tohum ise ücretsiz termal yolculuğunuz oldu. Tahminlerde bulunarak çıktığınız bu yolda onları doğrulamak adına verilen, denklemi en çok somutlaştıran adımı bu yolculukla attınız. Emek vererek müşterilere dokunmanız ihtiyaçları belirlemeniz için mihenk taşınız oldu.
Arşivlere baktığımda kapsam dokümanlarının çoğunda ‘_v1x'(1x’inci versiyon) kodlarını görüyorum, hiçbir zaman düzeltmekten ve geliştirmekten çekinmediniz. Yaptığınız toplantı programına ve notlarına bakıyorum, bu düzeltmeleri her zaman müşterilerle belirlediniz. En büyük bilinmezlik olan müşteri ilgisini çekmek için müşteriyi oyunun içinde her zaman tutmayı başardınız. Sonucunda da müşteri ile organik bir güven bağı kurdunuz. Şuan müşterilerimizin büyük çoğunluğuyla bu bağ sayesinde masanın aynı tarafına oturarak iş geliştiriyoruz. Hiç tecrübemizin olmadığı alanlarda bile bizi oyunun içine dahil etmek isteyen bir müşteri kitlesine sahibiz. Bunu sağlayan bir diğer etmen de sanıyorum her müşteriyi ve işi kapsam aynı olsa dahi birbirinden ayrı gibi düşünmek. Bugüne kadar çıkardığınız her raporda stardart dışına çıkarak detay çalışma yapmışsınız ve bu alışkanlığı şu an da devam ettiriyoruz. Standartların asgari yöntemler olduğunu benimsemek ve onu geliştirmek her işimizi farklı kılmış. Bu da müşteriye yansımış.
Soru sormaktan hiç çekinmedin. Başlarda soruları sadece ekibindeki tecrübeli insanlara sordun. Bunun sebebi hem network’ünün olmaması hem de olanı bilgisiz görünerek kaybetmek istememendi. Ama zamanla bunu aştın. Sektörün ile alakalı olan sorularını yine sektördeki kişilere sorma cesaretini göstermeye başladın. Bu sorulardan ötürü temsil ettiğin Solarian’a gelecek bir taşlamadan korkmamayı öğrendin. Bu sayede şuan hem kendimi daha hızlı ve doğru geliştiriyorum hem de network’ümü daha sağlıklı genişletiyorum.
Solarian’ın büyümeye geçtiği bir dönem ekibe birini dahil ettiniz. Sanırım bu da keşkeye sebebiyet vermeyen ancak yapılan büyük hatalardan biriydi. Sorun seçilen kişi değildi, açılan pozisyonun ve beklentinizin hatalı olmasıydı. Bu kararı vermenize sebep olan şey klasik düşünüp alışkın olunan yöntemi tercih etmeniz ve kestirmeden giderek sorunu çözmeye çalışmanızdı: Satışların artması için satış personeline ihtiyaç var. Yalnız atladığınız bir nokta vardı. Maceranızın gücünü sıradışılıktan aldığı. Aslında sizin bir satış personeline ihtiyacınız yoktu. Sizin oluşturduğunuz ruha sahip bir ekip arkadaşına ihtiyacınız vardı. Bu durumu çok geçmeden anlamanız zararı minimize etmenizi ve en önemlisi ekip büyütme becerisini kazanmanızı sağladı. Unutma, Ekip her şeydir!
Bana kattığın tecrübeler sayesinde kazandığım çok iyi bir farkındalık var. Bir girişimci kararlı olmak, pes etmemek ve yılmamak kavramlarını tanımlamadığı sürece başarılı olamaz. Yalnız bu bir tehlikeyi de beraberinde getirir. Örneğin; planın ortasında onun işe yaramayacağını anladığın o anı düşün. Araftasındır. Pes etmeyerek kararlı bir şekilde sonucunu net görmeli misin, yoksa zaman kaybetmeden başka bir plana mı geçmelisin? Önceden sonunu göremeden rahatlamamak bir huyken artık bana kattıkların sayesinde daha akıllı kararlar vererek yarıda kesmeyi başarıyorum.
Hep sabırlı davrandınız. Kitapta okuduğum cümle tam size uygun: ‘Cüretkar başarı beklentisi prematüre büyümeyi beraberinde getirir.’ Ekip olarak hiç kazancı ön planda tutmadınız. İçin rahat olsun, hala tutmuyoruz:) Hep birbirimize söyleriz; var olmak için değil en iyisi olmak için çalışıyoruz.
Son söz olarak; bana kattıkların için teşekkür ederim. Sayende kendimi her zaman güçlü hissetmemi sağlayan bir hayat arkadaşına hem de planlarımızı zevkle gerçekleştirebildiğimiz bir ekibe sahibim.
Musa’nın yanan dalı ile başlayıp Luke Skywalker’ın Obi-wan Kenobi ile tanışmasına kadar tüm hikayelerin ortak bir yönü vardır: Bir kahraman kendisine seslenen göreve kulak verir ve seyahate çıkar. Bu seyahatin başlangıcında yol ve gittiği yer belirsizdir. Her bir kahraman macera boyunca çeşitli engeller ile karşılaşır, ancak Campbell’in keskin sezgisi bize hikayelerin ana hatlarının hep aynı olduğunu söyler. Binlerce farklı kahraman yoktur, bin yüzü olan kahraman vardır.
-Joseph Campbell, Bin Yüzlü Kahraman
23.09.2020
[…] çok kolay. Kastettiğim kaytarmak değil, güçlendiğini hissetmek(Bunu diyecek ekibe sahip olmak ayrı bir konu, ekip her şeydir.) Bitirdiğiniz her iş aslında bir basamak, yolculuğu keyifli hale getiren ve […]