Uzun döneme baktığımızda Türk Lirası hep döviz karşısında değer kaybetmiş, kaybetmeye de devam etmektedir. Fakat son 2 ayda yaşanan değer kaybı benim gördüğüm en büyük değer kaybı oldu. Akabinde de bir çok gelişme ve bu gelişmeler üzerine yazılıp çizilenler oldu. Ben de bu değer kaybının bulunduğum sektörde yarattığı etkiyi merak ettim ve güneş enerjisi santrallerinde kurun etkisini yazıp çizdim.
Döviz geliri olan yatırımların durumunun daha çok merak uyandırdığı aşikar. Güneş enerjisi santrali yatırımları da buna örnek oluşturuyor. Fakat mevcut duruma baktığımızda asıl soru şöyle karşımıza çıkıyor: ‘Döviz gelirli bu yatırımlar ne kadar ve nasıl bir borç yüküyle yapılmıştır?’
Güneş enerjisi santralleri için alınan krediler yaklaşık olarak yatırım maliyetinin %70-80’ini kapsamaktadır ve büyük çoğunluğu döviz kredileridir(Az oranda benim de bir dönem katkı sağladığım TRY kredisi ile yapılmış projeler var. Bu santraller ana işi olan elektrik üretiminden çok kurdan kazanıyor desek yeridir.). Uzaktan bakınca döviz gelirli ve döviz borçlanmış bir yatırım bu krizi sıkıntısız atlatır gibi duruyor. Fakat durum pek de öyle değil. Güneş enerjisi santralleri günlük bazda her ürettiği birim elektrik için USD karşılığı sabit bir tutar kazandırmaktadır. Bu tutarın da o günkü TRY karşılığı ay sonu kesecekleri faturaya yansımaktadır. Eşit taksit ödemeli banka kredisi ile yapılmış bir santral düşünelim. Taksit miktarları belirlenen periyotlarda döviz cinsinden ödenecek. İşte bu durum maalesef şuanki konjonktürde güneş enerjisi santrali yatırımcılarını sıkıntıya sokmaktadır. Sıkıntının büyüklüğünü anlamak için Mayıs ayından beri olan kaybı tabloda net bir şekilde görebiliriz. Tabloyu 1.2 oranında aşırı yüklemeye sahip 1 MWac gücündeki santralin üretim değerlerini baz alınarak hazırladım.
Tabloya baktığımızda haziran ayı dışındaki tüm aylarda yatırımcı beklediğinin altında bir kazanç görmektedir. Girdisi olmamasına ve döviz gelirli olmasına rağmen yatırımlar bu aylarda negatifte kalmış gözüküyor. Aşağıdaki tabloya baktığımızda aylık bazda zararı görebiliriz.
Günlük bazda gelir farkı grafiği ise karşımıza şu şekilde çıkıyor:
Hem yatırımcı tarafında hem de garantör(güneş enerjisi santrallerinde devlet) tarafında asıl hedef kazançlı bir ticaret ortamı oluşturmak. Fakat bu ortamı kendimiz oluşturabilmek için nette ithalata dayalı olmayan yatırımların yapılması gerekiyor, aksi halde uygun ortamı bizlerin oluşturması mümkün gözükmüyor.
Sağlıklı bir eğitim sistemi, güçlü bir mühendis kadrosu ve katma değerli ürünler(herbiri bir sonrakinin altyapısını oluşturur) ancak tüketmeden üretmemizi sağlayabilir. Bu da güçlü bir TRY demektir.
16.08.2018
Bir yanıt yazın