Uzun ve yorucu bir haftayı iki Schengen vize reddi ve bir gri pasaport reddi ile sonuçlandırdık. İki bölüme ayırarak yazacağım bu maceramızda inanılmaz dersler çıkardık ve bu tecrübemizi anlatmayı bir sorumluluk olarak görüyorum nedense. Bu bölümde Schengen maceramızı, ikinci yazıda ise gri pasaport maceramızı anlatacağım.
Olay eşimin Milano’daki Dünya Dermatoloji Kongresi’ne(WCD 2019) konuşmacı olarak davet edilmesiyle başladı. Bayram sonrasına denk geldiği için biz de bayramı birleştirerek Güney Almanya, Doğu Fransa, Amsterdam, Antwerp, Bruges ve Milano turu yaparak Türkiyeye dönelim dedik. Almanya ana durak olduğu için de Schengen vize başvurumuzu oradan yapmaya karar verdik ve aracı idata ile turistik Schengen vize başvurusunda bulunduk. Herkes gibi booking kullanarak rezervasyonları gerçekleştirdik. Standart evraklara ek olarak seyahatimizi açıklayan bir yazı yazdık. Yazıda Almanya seyahatinin içeriğinden ve Milano’ya geçme sebeplerimizden bahsettik. O kadar iyi niyetle detaya girdik ki Almanya’da yapacağımız aile ziyaretinden de bahsetmiş bulunduk. Başvuru tarihinden bir kaç gün sonra booking kredi kartımdan her rezervasyon için(3 adet) 0.99EURCent tutar çekti. Sanırım kredi kartının geçerliliğini kontrol etmek için yapılan bir işlem. Bu işlem sonrası içim rahat bir şekilde kredi kartımı yurtdışına kapadım. Fakat 2-3 gün sonra booking 50EUR’luk bir tutar çekmeye kalkmış ve kartım izin vermemiş. Bunun üzerine booking rezervasyonumuzu iptal etmiş ve bize bildirimi geldi. Biz de hiç vakit kaybetmeden aynı rezervasyonu tekrar yaptık. 27. günde 8. maddeden Schengen vize reddimiz geldi. Açıklamada ise bu süreçte otel rezervasyon iptali gerçekleştirilmiştir yazıyordu. Oteller tek tek aranmış ve bahsettiğim iptal işlemi tekrardan rezervasyon yapsak da red sebebi olmuş. Buradan otellerin arandığını ve isim olarak değil PNR numarasından kontrol sağlandığını anlayabiliriz:)
Hemen ardından türkçe, ingilizce ve almanca olarak konsolosluğa durumu izah eden bir dilekçe verdik ve mail attık. Dileyenler dilekçenin tamamını buradan okuyabilir. Fakat Alman Konsolosluğu’nun yoğunluğu sebebiyle bize dönüşün geç yapılabileceğini bildirdiler. Bu sebeple kongreyi riske atmamak adına turistik seyahatimizden vazgeçtiğimizi ve İtalya’ya Schengen vize başvurusunda bulunurken bu reddin sorun yaratmaması adına ricada bulunduk ve buna sözel olarak olumlu bir dönüş aldık. Aynı zamanda aynı mağduriyeti yaşamış biri ile tanıştık ve sonunda İtalya’dan vize aldığını öğrendik. Sadece bir mülakat yapıldığını söyledi. Ama sadece bu söze ve örneğe güvenemeyeceğimiz için İtalya Konsolosluğu’nu aradık ve durumu izah ettik. Bize KESİNLİKLE her dosya içerisindeki evraklara göre değerlendirilir ve ilk redden dolayı direkt bir red söz konusu olamaz dendi. Biz de bu bilgiler ışığında içimiz rahat bir şekilde ilk redden 3 gün sonra idata ile İtalya’ya başvurduk. İçimiz rahattı çünkü kongre davetiyesi, otel rezervasyonu ve uçak biletleri hazırdı. Süre kısıtımızdan dolayı riske atmamak adına istisnasız her gün konsolosluğu aradık. 3 iş günü içerisinde İtalya 8. maddeden red ile bize döndü. Bu sefer açıklama yazmıyordu. Arayıp sebebini sorduğumuzda ise reddimizle alakalı Almanya ile iletişime geçmek zorunda olduklarından ve bu protokolün ihtiyacı olan zaman dilimini kendilerine tanımadığımızdan dolayı bir karar vermeleri gerektiğinden bahsettiler. Partner ülkenin kararını da ezemeyecekleri için red verildiğini söylediler. Bunun üzerine bir dilekçe ile konsolosluktan randevu talebinde bulunduk, fakat dosyayı kapadıklarını ve bu dosyanın sadece mahkeme kararı ile açılabileceğinden bahsettiler. Tekrar başvurmanız gerekiyor diye de eklediler. Sonrasında ne maillerimize cevap attılar, ne de bizi dinlediler.
Bu sırada Almanya dilekçemize 15 gün sonra olumlu bir dönüş yaptı. 10 Temmuz’a kadar konsolosluğa yeni bir tatil planı sunabilirsiniz veya dosyayı kapayalım dediler. Tabii bunun kongreye bir faydası olmadığı için şimdilik askıya alalım dedik ve bir haftalık gri pasaport maceramız başladı. Bu kısmı 2. yazıda anlatacağım.
Bu sırada pes etmiyoruz ve bir sürü yeni insanla tanışıyoruz, yardım istiyoruz, çevremizden destek alıyoruz. Vali yardımcıları, vali, milletvekilleri, vize uzmanları, mütevelli heyet başkanı, üst düzey özel sektör temsilcileri, iç işleri bakanlığı, dış işleri bakanlığı vs. bir şekilde ulaştık. Eşimin konuşması 14 Haziran’da olduğu için artık en azından 1 günlük giderek sunumu yapıp gelmeye bile razı olduğumuz için hala bir şekilde savaşımıza devam ediyoruz.
Tarih 11 Haziran. İtalya Konsoloslu’ğu bizi arıyor ve 12 Haziran’da konsolosluğa çağırıyor. Gidiyoruz ve 45 dakikada Schengen vizemiz veriliyor. Artık kim ne yaptı da bize vize verildi anlayamıyoruz fakat hakettiğimizi düşündüğümüz için içimiz rahat ve heyecanlı bir şekilde 13’ünde İtalya’ya ayak basıyoruz. Bu arada kim elini uzattıysa şükranlarımızı sunarız:D.
Kafa karışıklığı olmaması adına tarihleri not düşüyorum.
Bu süreçte içinde bulunduğumuz komik diyalogları paylaşmak isterim:
1 – Ben: Direkt olarak İtalya Konsolosluğu’ndan başvurmak için ne yapmamız gerekiyor?
İtalyan Vatandaşı Türk: Arayıp İtalya’da yaşadığınızı söylerseniz işiniz kolaylaşır(!).
2 – Ben: Bir reddimiz var, bunu dikkate alarak başvurmamız lazım.
Holding Vize İşleri Sorumlusu: 2 yıldır biz mühendisimize alamıyoruz bu sebeple. O vize çıkmaz. Uğraşma, parana yazık.(Vize çıktı).
3 – Ben: Nasıl çıkacağız bu işin içinden?
Vize uzmanı: Kişi başı 1.500 TL’ye vizeler 3 günde sizde.
Ben: Nasıl bu kadar eminsiniz?
Vize uzmanı: Kesin diyemem.
4 – Ben: Durum bu.Ne yapmamız gerekir?
A: Keşke bir hafta önce gelseydin.
B: Ah be abicim, niye başta bana gelmedin?
C: Başvurmadan önce gelseydin o iş bendeydi.
5 – Begüm: Almanya böyle bir mail attı, ne demek oluyor?
Memur: Almanya size vizeyi vermiş, gittiğinizde vizeniz hemen basılacak(!).
vs. vs.
Alınan küçük ders: Ne için olursa olsun aracılara güvenme. Mesela oteli arasan telefon eline mi yapışırdı?
Alınan büyük ders: Bir tecrübeyi ancak yaşandığı zamanki duygu ve düşünce dünyasını anlarsanız kendinize katabilirsiniz. Her yaşanan yaşayana tecrübe. Çünkü hiçbir tecrübe yaşandığı gibi aktarılamıyor. Ya çok detaylı ve samimi anlatılacak ya gözünüzün önünde yaşamış olacak ya da siz yaşayacaksınız ki olayı tam anlayabilesiniz. Bir de pes etmeyin tabii.
Selamlar
18.06.2019
Bir yanıt yazın