Enerji çok basit bir ifadeyle gücün zaman ile çarpımıdır. Zaman tüm dünyaya eşit sunulmaktadır, dolayısıyla kişileri farklı kılan sahip olduğu güçtür. Bu tüm dünya için de böyledir. Bu güç teknoloji, para, rezerv kaynaklar, coğrafi konum gibi bir çok olgu olabilir. Benim ilgilendiğim kısım ise elektrik santralleridir. Burada da aynı şekilde kurulu gücü belli bir santral inşa edilir ve çalıştığı süre boyunca enerji üretir.
Günümüzde ülkelerin sahip olduğu güç sahip oldukları enerji yatrımlarıyla paralel hale geldi. Ülkemiz de bu yarışın başarısı tartışılan bir oyuncusu konumundadır. Tartışılan konulardan biri de enerji arzında doğalgaza bağlı dışa bağımlılık, fakat enerji çeşitliliğiyle bu sorun çözülmeye çalışılmıyor değil. Bu süreçte aklıma yapılması planlanan bazı enerji yatırımları eğer bu yıl işletmede olsaydı bu sorunun ne kadarını halledebileceğimiz sorusu geldi. YEKA’lar ve Akkuyu Nükleer Santrali eğer şuan devrede olsaydı neler olurdu?
Burada bazı veriler üzerine varsayımlar yapılması gerekiyor. Aralarında uzman olmadığım konular da olduğu için bu varsayımlarda farklılık öngörebilirsiniz. Çalışmada kendi varsayımlarınıza yer verebilir ve benimle paylaşabilirsiniz.
Analizin asıl amacı bu yatırımların doğalgaza bağlılığımıza pozitif etkisini ve bunun devlete maliyetini çıkarmak. Yukarıda bahsi geçen varsayımların başında dolar kuru gelmektedir. Hesaplamaları USD üzerinden yapacağım için kurda eskalasyon oluşturmayacağım. Ama USD’nin değeri konusunda öngörüsü olan varsa çalışmaya parametre olarak ekleyebilir. Ayrıca USD’nin elektrik ve YEKDEM’e etkisini incelediğim yazıda gördüm ki direkt olarak sadece YEKDEM’e etkisi var. Bir diğer konu ise fabrikaların, santrallerin ve varsa ar-ge merkezlerinin ilk yatırım ve işletme maliyetleridir. Bu yatırımları özel sektör mensupları yapacağı için devlet bütçesine ek bir yükü olmayacaktır. Dolayısıyla bunları hesaba katmayacağız.
Burada en önemli konu doğalgaz ile üretilen elektriğin fiyatının ne olduğu. Türkiye doğalgaz ticaretini Rusya(gaz), İran(gaz), Azerbaycan(gaz), Cezayir(LNG) ve Nijerya(LNG) ile yapmaktadır, fakat anlaşmalar gizli olduğu için satın alım rakamlarına ulaşmak mümkün değildir. Bu sebeple BOTAŞ’ın sitesinde yazan tarifeleri hesaba katacağız. Tarifeye baktığımızda ise doğalgaz fiyatı 18,55$/MWh’tir.
Bir diğer bilmemiz gereken konu ise bahsettiğim santrallerin yıllık ne kadar üreteceği ve devlet tarafından alım garantilerinin ne olduğu. Bilgileri derlediğimizde aşağıdaki tablo ortaya çıkıyor. ‘Alım Garanti Oranı’ Akkuyu Nükleer Santrali’nden üretilecek elektriğin tamamı için geçerli değildir. İlk 2 faz için %70, 2. Faz için ise %30’dur. Aşağıdaki tabloda görüldüğü üzere bu santrallerin devlete maliyeti yaklaşık 2.6 milyar$’dır. (Elektrik fiyatının yaklaşık 55$ olduğunu düşünürsek nükleer santralin alım garantisinin ciddiyetini anlayabiliriz.)
Bu santrallerin toplam ürettiği elektriğin doğalgaz yakıtı olarak maliyeti ise 454.6 milyon$’dır.
Yukarıdaki değerler devlete maliyetinin ne kadar olduğunu cevaplıyor. Özellikle nükleer santral için konuşmak gerekirse devlete faturası bir hayli fazla. Arz ve güvenlik için enerji çeşitliliği önemlidir ki bunu geçtiğimiz aylarda doğalgaza bağlı olarak gördük, fakat asıl sorun dışa bağımlılık. Nükleer santral Rus’lar tarafından kurulacak ve yukarıda bahsi geçen tutar onlara ödenecek. Bu da alım garantisini 15 yıl olarak düşünürsek enerjide dışa bağımlılığımızın hatta Rusya’ya bağımlılığımızın uzun bir süre daha devam edeceğini göstermektedir. Bunun tek sebebi nükleer santral teknolojisini bilmememiz. Bize faturası ise 15 yılın sonunda 120 milyar$.
Bir diğer soru ise eğer yatırımlar işletmede olsaydı doğalgaza bağlılığımızı ne kadar azaltacaklarıydı. Aşağıdaki tablolar da bu sorunun cevabını vermektedir. Doğalgazın elektrik üretimindeki oranı %28 azalıyorken, güneşin oranı %7000 civarında, rüzgarın oranı ise %21 civarında artmaktadır. Nükleer santrallerin toplam üretime oranı ise %7 olmaktadır.
Yerli ürün ile yerli üretimi karıştırmamak lazım. Ürün kendi topraklarımızda çıkıyor olabilir, fakat üreten teknoloji bize ait değilse yukarıda gördüğümüz üzere bir anlamı yoktur.
Bir cevap yazın